Bugün yani 21 Şubat Dünya Anadili Günü. UNESCO tarafından ilan edilen bu günde tüm dünyada tehlike ve tehdit altında olan diller de bir kez daha gündeme geliyor. Türkiye’de de Anadili Günü nedeniyle çeşitli etkinlikler ve konuyu gündeme getiren çalışmalar yapılıyor.

Dünya Anadili Günü UNESCO kararıyla her yıl 21 Şubat’ta kutlanıyor. Bu konuda çalışmalar yapan Dil Hakları İzleme Belgeleme ve Raporlama Ağı (DHİBRA) bir açıklama yayınladı. Açıklamada “Anadilinin öğrenilmesi ve kamusal alanda kullanımı için daha özgürlükçü hukuki ve idari düzenlemeler yapılmalı” dendi. Açıklamaya Türkiye’deki 19 anadilinden 99 kurum imza attı. Açıklama şöyle:

“UNESCO’nun 17 Kasım 1999’da ilan ettiği 21 Şubat Uluslararası Anadili Günü vesilesiyle, anadilinin anlam ve önemi konusunda duyarlı sivil toplum özneleri olarak 2021 yılında da taleplerimizi dile getirmek için bir araya geldik.
Türkiye’nin zenginliği olan tüm anadillerinin ve dilsel çoğulluğun herkes tarafından sahiplenilmesi ve desteklenmesi, farklılıklarımızla barış içinde bir arada yaşamanın güvencesidir. Dil hakları önündeki engellerin ortadan kaldırılması, demokrasinin olmazsa olmazlarındandır. Bu konuda duyarlı olması gereken devlet, toplum ve bireyler olarak herkesin üstüne büyük görevler düşmektedir.
Yok olma tehdidi altındaki diller başta olmak üzere, farklı Türkiye dillerinin yaşaması için büyük fedakârlıkla çalışan kişi ve kurumların ülkenin kültürel zenginliğine katkısının kabul edilerek desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.
Dil Hakları İzleme Belgeleme ve Raporlama Ağının (DHİBRA) bileşenleri olarak bu bağlamda çağrımız şudur:

1) Anadilinin öğrenilmesi ve kamusal alanda kullanımı için daha özgürlükçü hukuki ve idari düzenlemeler yapılmalı ve mevcut düzenlemeler engelsiz ve kararlı bir şekilde uygulanmalıdır.

2)Yok olma tehdidi altındaki dillerin koruma altına alınması için somut adımlar atılmalı, bu konuda çalışan sivil toplum özneleri ivedilikle desteklenmelidir.

3)Ülkede kullanılan farklı anadillerine ilişkin üniversitelerde kurulan birimler (bölümler, anabilim dalları ve enstitüler) yaygınlaştırılmalı ve mevcut birimler kaynak ve kapasite açısından geliştirilmelidir.

4)Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2 Eylül 1990’da yürürlüğe giren ve Türkiye tarafından 2 Ekim 1995’te onaylanan Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin anadiline ilişkin üç maddesine Türkiye tarafından konulan çekinceler kaldırılmalıdır.

Dil hakları, insan haklarının ayrılmaz parçasıdır! Tüm dünya dillerinin Anadili Günü kutlu olsun!”

Paylan’dan kanun teklifi

HDP milletvekili Garo Paylan da 21 Şubat Dünya Anadili Günü vesilesi ile, Türkiye’de yok olma tehlikesi altındaki dillerin korunması ve yaşatılması adına TBMM’ye bir kanun teklifi sundu. Teklifin gerekçesi şöyle:

“Ülkemizde var olan tekçi bakış açısı; anayasada yer alan insan haklarına saygılı, demokratik, eşitlikçi ve sosyal hukuk devleti olma iddiasıyla çelişmektedir. Çeşitliliği yok sayan, çoğulculuğu dışlayan, Türkçe dışında, tüm dilleri yok olmaya mahkûm eden mevcut politik anlayış, Türkiye coğrafyasındaki dillerin yok olma tehlikesini beraberinde getirmiştir.

21 Şubat, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) tarafından, “Uluslararası Anadili Günü” ilan edilmiştir. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan dillere ilişkin veriler, UNESCO tarafından “Tehlike Altındaki Diller Atlası”nda sıralanmaktadır. Söz konusu diller, risk altında olma durumlarına göre “kırılgan, tehlike belirgin, tehlike ciddi, tehlike ağır derecede ve kaybolmuş dil” olarak sınıflandırılmaktadır.

UNESCO Diller Atlasında, Türkiye’de üç dilin tamamen yok olduğu, on beş dil için ise çeşitli seviyelerde yok olma tehlikesi bulunduğu belirtilmektedir. Kapadokya Yunancası, Mlahso, Ubik dilleri kaybolmuş dil durumundadır. UNESCO’ya göre, Türkiye coğrafyasında bulunan, Batı Ermenicesi, Abhazca, Adigece, Kabar-Çerkes, Zazaca, Abazaca, Hemşince, Lazca, Pontus Yunancası, Romanca, Suret, Gagavuzca, Ladino, Turoyo ve Hertevin dil/lehçeleri ise yok olmak üzeredir.

Tarih içinde, bu topraklarda var olmuş kadim halklara ait dillerin, gelecek nesillere aktarılamaması ve günden güne yok olması, çoğulculuğu ve kültürel çeşitliliğin getirdiği zenginliği dışlayan hâkim bakış açısının bir sonucudur.
Bu bağlamda, yalnızca bulunduğumuz coğrafya için değil bütün dünya halkları için kültürel ve yaşamsal önem arz eden anadillerin korunması ve yaşatılması adına sorumluluk alınmalı ve etkin politikalar yürütülmelidir.

Türkiye Devleti, bulunduğu topraklardaki çok kültürlülüğü ve çok dilliliği inkâr etmeyip, bilakis birer değer olarak kabul edip yaşatmaya çalışarak, dünya mirasını korumak adına önemli bir adım atmış olacaktır.”

Etkinlik: Ermenice öğreniyorum çünkü…

Dil Hakları İzleme Belgeleme ve Raporlama Ağı (DHİBRA) bileşenlerinden Aramyan Okulundan Yetişenler Derneği ve Mer Danik Sivil İnsiyatifi de  21 Şubat Dünya Anadil Günü’nde “Ermenice Öğreniyorum. Çünkü…” başlığıyla bir etkinlik düzenliyor.

Etkinlikte farklı amaçlar ve ihtiyaçlar nedeniyle  (karma evlilik, ticaret, akademik, kültürel) yabancı dil olarak Ermenice öğrenen konuklar ile zoom ortamında sohbet toplantısı gerçekleştirilecek.

Saat 15.00’te gerçekleştirilecek etkinliğe katılmak isteyenler, haklarında  kısa bir bilgilendirme yazısı ile sevanataoglu@gmail.com adresine başvurabilir.

Moderatör: Sevan Değirmenciyan (Çevirmen, Eğitmen, Gazeteci) Koordinatör: Sevan Ataoğlu (Sivil Toplum Çalışanı, AOYD Başjanı, Mer Danik İnsiyatifi)