Horasan Kürtleri asmile olma riski ile karşı karşıya

Horasanlı Araştırmacı-Yazar Gulê Şadkam, Horasan’da yaşayan Kürtlerin kültür, edebiyat ve geleneklerini araştırdıktan sonra ulaştığı bulguları ‘Paçesor’ adını verdiği kitapta topladı.

Horasan Kürtleri asmile olma riski ile karşı karşıya
Horasan Kürtleri asmile olma riski ile karşı karşıya

Horasanlı Araştırmacı-Yazar Gulê Şadkam, Horasan’da yaşayan Kürtlerin kültür, edebiyat ve geleneklerini araştırdıktan sonra ulaştığı bulguları ‘Paçesor’ adını verdiği kitapta topladı. Kitapta Şadkam’ın derlediği otuz bin civarında deyim, 2 bin atasözü, 200 mani, 2 bin civarında üçlük yer alıyor.

Şadkam, Horasan’da bir kaç bin yıllık Kürt kültürünün olduğunu ama yazılı hale getirilmediği için yok olma, Kürt ailelerin evlerinde çocukları ile Farsca konuştukları için Kürtlerin asimile olma riskiyle karşı karşıya kaldığını söylüyor.

TÜRK PROFESÖRÜN TEŞVİKİYLE KÜRT KÜLTÜRÜNÜ ARAŞTIRMAYA BAŞLADI

Üniversitenin fizik ve matematik bölümünü bitirdiğini, esas çalışma alanının fen bilimleri olduğunu söyleyen Şadkam,

Horasanlı Araştırmacı-Yazar Gulê Şadkam
Horasanlı Araştırmacı-Yazar Gulê Şadkam

Kürt dili, kültürü ve edebiyatı hakkındaki araştırmalarının Horasan’dan Kanada’ya göç eden Rıza Sadıki adındaki bir Türk profesörün teşvikiyle başladığını söylüyor.

Sadıki’nin Kürtçeyi öğrenebilmek için bazı kelimelerin anlamlarını Farça yazarak kendisine iletmesini rica ettiğini söyleyen Şadkam, “Ben ona Kürtçede günlük yaşamda en fazla kullanılan kelimeleri Farçaya çevirerek gönderdim. Aldığında çok sevindi ve yazdıklarımı bir kitap halinde bastırmamı önerdi. Ben fizikçi olduğumu ve dediğini yapamayacağını söyledim ama ısrarcı davranınca denemeye karar verdim” diyor.

İlk aşamada bin kelimeden oluşan bir sözlük hazırladığını ama bunu daha da geliştirebilmek için Horasan’da göçebe Kürtlerin yanına gittiğini ve araştırmalara başladığını söylüyor.

Daha sonra konuşulanları belgeleyebilmek için video kamera aldığını ve çekimler yapmaya başladığını söyleyen Şadkam, Horasan kültürü çok eski ve yaygın bir kültür olmasına rağmen sadece sözlü oduğundan yok olma riskiyle karşı karşıya bulunduğu için kapsamlı araştırmalar yapmaya karar verdiğini söylüyor.

KÜRTLER ÇOCUKLARINA NASIL DOĞA İLE İÇ İÇE YAŞAYABİLECEKERİNİ ÖĞRETMİŞ

Şadkam, küçükken hikaye dinlemeyi sevdiği için ninesinin kendisine yüzlerce hikaye atlattığını ve kendisinin bu hikayeleri daha sonra yazılı hale getirerek kitabında yer verdiğini dile getiriyor.

Derlediği türkü ve şarkıların çağunluğunun aşk ve savaşları oduğunu, esir alınan kadınları konu aldığını söyleyen Şadkam, “Atasözleri ise doğa ve yaşam koşularının sentesinden oluşuyor. Topladığım öyküler arasında 2 bin yıl geçmişi olan hikayeler var. Çocuklar üzerine yazılmış şiirler var. Bunlar güneşin doğuşu ve batışı sırasında söylenirmiş. Araştırmalarım sırasında Kürtlerin çocuklarına küçük yaşlardan itibaren nasıl doğa ile iç içe yaşayacaklarını öğrettiklerini gördüm. Mesala ısırgan otu ile bir çocuğun ilişkisini anatan bir şiir var. Kız çocuğu ısırgan otuna ‘Isırgan otu, ısırgan otu ısırma beni. Yol ver de gidip geleyim’ diyor. Çocuklara ısırgan otunun kökten kopartılarak atılması değil, onunla birlikte yaşanılması öğretiliyor. Kürtler doğayı tahrip etmeden, çevreye zarar vermeden, ısırgan otunu bile koparmadan doğayla iç içe yaşamayı biliyor” şekinde konuşuyor.

ONBİNERCE DEYİM, ATASÖZÜ VE ÜÇLÜĞÜ DERLEDİ

Kitabında yer verdiği deyim, atasözü ve manilerin büyük bir çoğunluğunun ilk kez yazılı hale getirilerek yayımlandığına dikkat çekiyor.
Kitabında yer verdiği deyim, atasözü ve manilerin büyük bir çoğunluğunun ilk kez yazılı hale getirilerek yayımlandığına dikkat çekiyor.

Otuz bin civarında deyim, 2 bin atasözü, 200 mani, 2 bin civarında (Şadkam Horasan’da Kürtlerin şiirleri üçlük kıtalar halinde yazdığını söylüyor) üçlük topladığını ve bunları kitap haline getirdiğini, çok sayıda hikayeyi kameraya aldığını ve ancak henüz yazıya dökemediğini söylüyor.

Kitabında yer verdiği deyim, atasözü ve manilerin büyük bir çoğunluğunun ilk kez yazılı hale getirilerek yayımlandığına dikkat çekiyor.

Şadkam, Horasan’daki Kürt kültürü ile Kürdistan’ın dört parçasındaki kültür arasında ne gibi farklıkları sorduğumuzda, “Ben Kürdistan’daki kültür hakkında bir şey bilmiyorum. Bu nedene de kıyasama yapabilmem imkansız” diyor.

HORASAN’DAKİ KÜRTLERİN KÜRDİSTAN’LA İLİŞKİLERİ YOK DENECEK KADAR AZ

Kitabın yanı sıra konu hakkında gazete ve dergilerde Kürtçe ve Farsça makaleler yazarak bulgularını halkla paylaşmaya çalıştığını söyleyen Şadkam, Horasan’da çok az sayıda Kürt aydınının sanat, edebiyat ve kültürle ilgilendiğini belirterek Horasan’daki Kürt aydınlarının durumlarını şu cümlelerle özetliyor:

“Daha önce aydınlar bireysel çaba gösteriyordu. Ama son bir kaç yıl içinde ilişkilerimiz gelişti. Bir araya geliyor ve dayanışıyoruz. Ama sayımız oldukça az. Yaklaşık 20 civarında. Herhangi bir dernek ve kurumumuz yok. Doğu Kürdistan’la aramızda neredeyse iki bin kilometre var. Oradakilere ilişkilerimiz yok denecek kadar az.”

İRAN DEVLETİNDEN KÜRTLERE ENGEL

Horasan’daki Kürtlerin en önemli sorunlarının neler olduğu sorumuzu ise, “Biz oradaki diğer halklarla aynı koşullarda yaşıyoruz. Ama Kürt dili, edebiyatı ve tarihiyle ilgili araştırmalarımızda bizlere güçlük çıkarıyorlar. Kültürel çalışmalar için ekonomik destek vermiyorlar. Sözde istediğimiz gibi çalışma yapabileceğimizi söylüyorlar ama bilerek bazı engeller çıkarıyorlar. Kürdistan’ın diğer parçalarıyla ilişki kurmamızı istemiyorlar. Kürtçe yayın yapan bir kaç devlet radyosu ve bir televizyon kanalı var ama bunlar tamamen devletin denetiminde” şeklinde cevaplıyor.

Folklor grupları ve sanatçıları olduğu için devletin festival, fuar ve sergilere Kürtleri yolladığını belirten Şadkam, kendisinin de pek çok sergi ve festivale gönderdiğini ama bu faaliyetleri Kürtler olarak örgütlemek istediklerinde devletin izin vermediğini dile getiriyor.

 

HORASAN’DA KÜRTLER VE DİĞER HALKLAR ARASINDA SORUN YOK

Horasan’da Türk, Türkmen, Kürt, Tat ve Farslıların bir arada yaşadıkarını ve Kürtlerin sayısının 2 milyon civarında olduğunu söylüyor. 100 yıl öncesine kadar Türkmenler ile Kürtler arasında şiddetli çatışmalar yaşandığını söyleyen Şadkam, “Kürtler hayvancılıka uğraşıyorlardı ve durumları iyidi. Göçebe bir yaşam süren Türkmenler Kürtlere saldırıp mallarını yağma ediyor, kadın ve kız çocuklarını kaçırıyorlardı. İran hükümeti güvenlik tedbirlerini artırınca Türkmen saldırıları azaldı. Şu anda Türkmenler ve Kürtlerin ilişkileri iyi. Türklerle Kürtlerin ilişkileri ise eskiden beri çok iyi. Bazı iller ve köylerin yarısı Kürt, yarısı Türk. Birbirleriyle evlilik yapıyorlar ve aralarında sorun yok. Tat, Fars, Kürt ve Türkler arasında da bir anlaşmazlık yok. Birbirleriye ticaret yapıyorlar, evleniyorlar” diyor.

BULGULAR KÜRTLER’İN İSA’DAN 2 BİN YIL ÖNCE HORASAN’DA YAŞADIKLARINI GÖSTERİYOR

Horasan
Horasan

Ortaya çıkan belge ve bulguların Kürtlerin İsa’dan 2 bin yıl önce Horasan’da yaşadıklarını gösterdiğini belirten Şadkam, bundan 500 yıl önce de Yavuz Sultan Selim ve Şah İsmail döneminde Erzurum, Ağrı civarından 40 bin Alevi Kürdün Horasan’a sürüldüğünü söylüyor.

Horasan’da birkaç bin yıllık bir Kürt kültürünün olduğunu, ancak pek çoğu yazılı hale getirilemediği için yaşların ölmeleriyle birlikte yok olmaya yüz tuttuğunu hatırlatan Şadkam, “Horasan’da çok hızlı süren bir asimilasyon süreci başladı. Birçok aile evde çocuklarıyla Farsça konuşuyor. Böyle giderse bir kaç yıl sonra Kürtçe yok olabir. Dil yok olursa halkımız da ortadan kalkar” diyor.

Asimilasyon sürecinin durdurulması için Horasan’daki Kürt aydınlarına çok büyük görevler düştüğünü söyleyen Şadkam, Kürdistan’ın dört parçasında yaşayan Kürt aydınlarına da kendileriyle ilişki kurmaları çağrısında bulunuyor.

İlginizi çekebilir...

PSAKD-DANISMA-KURULU-

PSAKD yöneticileri: Gençlerimiz ışık saçıyor-VİDEO

PİRHA- PSAKD şube yöneticileri, Antalya’da gerçekleştirilen iki günlük danışma kurulu toplantısını değerlendirdi. Uzun aradan sonra …