Bugün 24 Ekim 2023 Osman Nuri Ocaklı’nın öldürüldüğü haberini gazetede Anadolu Haber ajansı ve yandaş gazetelerde gördügümde Hollanda’da Osman’ı yakından tanıyan bir arkadaşının yanındaydım. Ne kadar rahattı onu bugün Osmanın ölüm haberini onlar açıklayınca anladımki ölüm sen kalleşsin. Osman ölümü küçümsemişti. Avrupa’da liberalizmin batağına batan “komünistler” gördüğümde durumun vahametini görmüştüm. Bu ayrışma noktasında konuşma yeteneğini yitiren “yiğit” devrimcilerinde durumunu uzun çok uzun zamandır anlıyordum. Osman mütevaziliğiyle bende olumlu bir iz bırakmıştı. Şu anda ben sadece yaşamımı örgütlerken bile herkes ne düşünüyorsa onu tam yapmalıdır diyorum. Çünkü devrimci safları kendi hayatlarını bile örgütleyemiyen bir sürü insanla doldurarak boşa zaman geçirenlerle doldurup taşırmanın anlamsızlığıyla bizi yoruyor. Her bireyin niye kendi alanında memnuniyetsizliği üst boyutta ve çözümü uzakta arıyarak geçirmeye çalışıyor. Bu anlamsız döngüde anlamsız arayışta her alanda kendi hayatlarını örgütliyemiyen bir sürü beceriksize yetki vererek aşamassınız. Yetki verdikleriniz salla başını al maaşını memur statüsünde olma rahatlığını yaşıyorlar. İşte tam burada Osman’ın disiplini kararlılığı fedakarlığı bağlılığı devreye giriyor. Meselelere yaklaşımı kavrayışı çözüm üretme çabası anlam kazanıyor. Osman bende böyle bir iz bıraktı tıpkı benim can arkadaşım Mamo gibi. Hala onlar bedel ödüyor üçgün şark hizmeti ile bu işin çözülemiyeceğini biliyorum/biliyorlar. Bayram namaz aynı dönem tanıdığım sert mizaclı bir devrimciydi. Ama Osman’a yoldaş demek bir başkaydı. Osman’ın söylemiyle arkadaş dost kalmalıydık. Ama nasıl olacaktı. O dağlarda ve dünyanın mücadele dağlarının herhangi bir dağında ben ise hayatımı kazanırken bile hiç bir zorlukla karşılaşmadan varlık içinde. Demek ki gömecektik kalplerimize günü geldiğinde kuçaklaşacaktık. Olmadı ve Ardında iki göz yaşı dökmek istediğim yapıya fedakarlığa özveriye sahipti bu iki kişi. Ne diyebiliriz ki. osman mektublar