Gündüz ailesi adalet turunu tamamladı: 1 Ekim’de Meclis’in önünde buluşacağız

Geçtiğimiz yıl Çağdaş Şenyüz adlı alkollü bir sürücü tarafından öldürülen 19 yaşındaki bisiklet sporcusu Umut Gündüz’ün ailesi ‘Umut İçin Adalet, Herkes İçin Adalet Turu’nu tamamladı.

Gündüz ailesinin adalet talebi için yaptığı tur, 1 Ağustos-30 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşti. 1 Ağustos’ta Ankara’dan yola çıkan Gündüz ailesi Urfa, Hatay, Adana, Mersin, İzmir, Manisa, İstanbul gibi birçok ili gezerek adaletsizliğe maruz kalmış aileleri ziyaretlerde bulundu ve adalet turunu 30 Ağustos’ta İstanbul’da sonlandırdı.

Yaptıkları turu PİRHA’ya değerlendiren Umut Gündüz’ün anne ile babası Asuman ve Menderes Gündüz, adalet isteyen tüm kesimlerle birlikte 1 Ekim’de Meclis’in önünde olacaklarını belirterek, duyarlı herkesi eyleme destek vermeye çağırdı.

“ASLINDA KİMSENİN YAŞANAN HUKUKSUZLUKLARDAN BU DENLİ HABERLERİNİN OLMADIĞINI ÖĞRENDİK”

Tur süresince birçok aile ile görüştüklerini ve her ailenin tek talebinin adalet olduğunu ifade eden Gündüz ailesi şunları dile getirdi:

“Toplamda 32 aile ile görüştük ve yola çıktık. Bu ailelerle birebir temasta bulunduk. Yani evlerinde kaldık, onlarla yemek yedik, onlarla o günlük hayatı paylaşarak neler yaşadıklarını, uğradıkları adaletsizlikleri dinledik. Birbirimize destek olduk. Toplamda ise dernek ya da vakıf üzerinden 515 aile ile temasa geçtik. Mesela dernek ve vakıf üzerinden Çorlu Tren Katliamı aileleriyle, Soma Maden Katliamı aileleriyle, Suruç Katliamı aileleriyle, 10 Ekim Gar Katliamı aileleri ile temasa geçtik ve görüştük. Bu rakamlar bizim için gerçekten önemli ve aynı zamanda büyük rakamlar. Bulunduğumuz şehirlerde ayrıca mutlaka baroları ziyaret ettik. Savunmanın tarafı oldukları için kendilerini birebir adaletsizliği yaşamış aileler olarak bilgilendirdik. Süreç hakkında bilgi verdik ve bulundukları illerde veyahut Ankara’da davaya gözlemci sıfatıyla katılmalarını, adil yargılanmanın yapılıp yapılmadığını izlemelerini istedik. Umut’un hayattan koparılması ve öldürülmesi bir insan hakları ihlali olduğu için İnsan Hakları Dernekleri’ni birebir ziyaret ederek bu sürece dâhil olmalarını istedik. Başta bulundukları illerdeki ailelerin ve akabinde bizim ileride görülecek mahkememize gözlemci sıfatıyla katılmalarını, yaşadığımız hukuksuzluklara şahit olmalarını, izlemelerini ve raporlaştırmalarını istedik. Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerini kimi zaman topluca kimi zaman ayrı ayrı ziyaret ederek onlarca kuruluşu bilgilendirdik. Bu ziyaretler sonrası şunu gördük, aslında hiç kimsenin bu olaylardan, bu hukuksuzluklardan bu denli haberlerinin olmadığını öğrendik. Sayıları, rakamları, aileleri söylediğimizde herkes çok şaşırdı. Tabi bizde başka ailelerin nasıl adaletsizliklere, hukuksuzluklara maruz kaldığını birebir dinledik, öğrendik.”

“TUR BOYUNCA POLİS TAKİBİNE VE TACİZİNE MARUZ KALDIK”

515 aile ve onlarca kurumu ziyaret ederek adalet mücadelelerine destek sözleri aldıklarını söyleyen Gündüz ailesi adalet turları boyunca polis takibine ve tacizine de maruz kaldıklarını belirtti. Aile polis takibini başta çok fark etmediklerini ancak Ortaca’dan itibaren açıktan polis takibi ve tacizi ile karşılaştıklarını, polislerin kendilerini kamera ile çektiğine, güldüğüne tanık olduklarını anlattı.

Gündüz ailesi konuşmalarının devamında; “Aslında şehirlerimiz, kentlerimiz, çocuklarımızın yaşları farklı olsa da bizi birbirimize yaklaştıran birinci neden acılarımız, ikinci neden de hukuksuzluk ve adaletsizliktir. Herkesin dilinden dökülen buydu. Adaletsizlik tek başına bize yapılan bir şey değil. Hukuk sisteminin çürümüşlüğünü herkes görüyor. Ailelerle görüşmelerimizden ortak fikir olarak şu çıktı, birlikte mücadele etmeliyiz. Çünkü biz tek başımıza verdiğimiz mücadelede bir yere kadar götürürüz ama bir yerden sonra basın göstermiyorsa, polis bizi çember içine alıyor da hiç kimsenin haberi olmuyorsa sesimizde duyulmuyor. 1 Ekim itibariyle Meclis’in açılacağı gün adaletsizliğe uğramış aileler olarak ortak bir eylem planımız var. Başta baroların, demokratik kitle örgütlerinin, sendikaların ve bu anlamda bu ülkede kendisini sorumlu hisseden ve bu hukuksuzluktan, bu adaletsizlikten mustarip olan duyarlı tüm insanları 1 Ekim’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılacağı gün oraya birlikte olmaya çağırıyorum. İlerleyen zamanlarda saati belli olacaktır” dedi.

“ADALET ARAYAN AİLELERE GÖZDAĞI VERMEK İÇİN UYDURUK DAVALAR AÇILIYOR”

Yaşadığımız ülkeyi içinde yaşayan bizlerin değiştirebileceğini ve daha adil bir düzen kurulabileceğini vurgulayan Gündüz ailesi şunları kaydetti:

“Bizler bu ülkede yaşıyoruz ve yaşanabilecek bir ülke haline gelmesi için de biz elimizden geleni yapacağız. Yapacağız çünkü sorumluyuz. Haklıyız, canlarımızı, evlatlarımızı kaybettik ama arkasından hiçbir şekilde adalet, hukuk yerini bulmadı. Hatta kayıplarının ardından adalet arayan, hukuk arayan aileler suçlu gösterildi. 13 Eylül’de Mısra Öz’ün kendisinin yargılandığı bir dava var. Berkin Elvan’ın ailesi Sami abinin, Gülsüm ablanın yargılandığı davalar var. Bunlar acılı aileler adaletsizliğe uğramış bir de üstüne üstlük siz adalet arayarak örnek oluyorsunuz deniliyor ve haklarında uyduruk davalar açılıyor. Bu davalar üzerinden gözdağı verilmek isteniyor. Biz korkuların en büyüğünü yaşadık. Bizler evladımızı kaybetmişiz hiçbir korkumuz yok, olamaz. Bizim umudumuz var. Aslında acımızı umuda çevirerek yaşanabilir hale getirmek istiyoruz ülkemizi. Çünkü bir kızımız var ve milyonlarca çocuk bu ülkede adaletli bir şekilde yaşasın diye mücadele veriyoruz. Birlikte mücadeleyi çok önemsiyoruz. Örgütlü olmayan acılı aileler seslerini duyuramamış ve çok yıpranmışlar, yorulmuşlar. Kendi kabuklarına çekilmişler. İçlerinde yaşıyorlar acılarını. Sağlanmayan adalet için tek başına verilen etki ve güç çok az oluyor. Adalet çok önemli. Bana değmeyen yılan bin yaşasın deniliyor. Ama eninde sonunda o yılan mutlaka herkese dokunuyor. O yüzden adaletsizliğe uğramayı beklememeli kimse. Herkes destek vermeli bize.”

“CUMARTESİ ANNELERİ GİBİ UZUN SOLUKLU, UZUN SÜRELİ BİR MÜCADELE OLACAK”

Adaletsizliğe maruz kalmış aileler olarak bir çatı altında örgütlenecekleri bilgisini veren Gündüz ailesi, “Bizim temasta olduğumuz ailelerle kendimize göre bir isimlendirmemiz var. ‘Adalet mağduru aileler’ diye isimlendirdik. Daha sonra bir platforma dönüşebilir. Adını ne koyarız belli değil. Ama bir çatı altında adaletsizliğe uğramış aileler olarak toplanacağız. Biz artık çağrımızı yaptık. Bunun öncülüğünü kim yaparsa yapsın biz oraya dâhil olacağız. Biz yaparsak da diğer aileler dâhil olacak. Adaletin, hukukun üstünlüğünün tam ve tarafsız bir şekilde sağlanacağı noktaya kadar taşıyacağız bu mücadeleyi. Aslında kısa vadede bir oluşum olmayacağını biliyoruz. Cumartesi Anneleri gibi çok uzun soluklu, çok uzun süreli bir mücadele olacak gibi görünüyor. Ziyaret ettiğimiz çoğu ailede şunu gözlemledik: Adalete olan inançlarını tamamen kaybetmişler. Tabii ki bu kolay bir şey değil. Evlatlarının ya da kaybettikleri canların acısıyla kendilerini kapatmışlar. Bir el onlara dokunmamış, birileri şöyle yapın, böyle yapın dememiş. Sadece mahkemeye gidip mahkemeden gelerek bu süreci tamamlamaya çalışmışlar. Ve geldikleri noktada da mahkeme süreci bittiğinde ellerinde koca bir sıfırla kalmışlar. Bu çaresizlik insanları gerçekten dibe vurmuş. Yorgun düşmüşler. Biz bu sessizliği bozmalarını istiyoruz” şeklinde konuştu.

“CEZASIZLIK POLİTİKASINA SON VERİLMESİNİ İSTİYORUZ”

1 Ekim’de Meclis önünde bir araya geldiklerinde yasa tasarıları da hazırlayacaklarını ve Meclis’e sunacaklarını söyleyen Menderes Gündüz şunları ifade etti:

“Cezasızlık politikasına son verilmesini istiyoruz. Etkin ve adil yargılama istiyoruz. Biz bisikletli ölümlerin son bulması için gerekenlerin yapılmasını ve uygun yasaların düzenlenmesini istiyoruz. Bu yönde yasa tasarısına çalışıyoruz. Rabia Naz’ın babasının özellikle şüpheli çocuk ölümleri ile ilgili bir yasa çalışması var. Bu gibi birçok konuda adaletsizliklerin son bulması için yasa tasarıları hazırlayıp Meclis’e sunacağız. CHP, HDP ve TİP Milletvekilleri ile görüştük. Onlar da bizi destekleyecek. AKP ve MHP Milletvekillerinin hiçbirisiyle görüşemedik. Eşim Asuman kaç kere denedi ama pandemi v.s var denilerek reddedildik. Vereceğimiz yasa tasarılarının da AKP ve MHP oylarıyla reddedileceğini düşünüyoruz.”

“SAVCILAR AİLELERİN GÜVENİNİ VE DİRENCİNİ KIRIYOR”

Adaletsizliğe uğramış ailelerin direncinin en başta savcılar tarafından kırıldığını belirten Gündüz ailesi, “Ziyaretler sırasında hep aynı şeyi duyduk. Tüm olaylarda olay olduktan sonra tüm savcılar, ‘Bu dosya benim dosyam, bu acı benim acım, ben kendi çocuğummuş gibi bu işin takipçisi olacağım’ demiş. Ailelerde doğal olarak bir umut besliyor, güveniyor. Ancak sonrasında savcılık kes, kopyala, yapıştır şeklinde bir iddianame hazırlıyor ve öldüren kişi ceza bile almadan hayatına devam ediyor. Yaşanılan her olayın kendi özgünlüğü var. Ayrı ayrı incelenmeli ve etkin bir soruşturma yürütülmeli. Ancak öyle olmuyor. Olay yerindeki tutanakla birlikte ölümüne sebep olan sürücü ya da silahlı kimse bu, o kişiler suçlanmak yerine kaybedilen kişi suçlanmaya çalışılıyor. Kaybedilen kişinin kusuru var mı buna bakılıyor ve olmasa bile varmış gibi iddianame hazırlanıyor. Ailelere de şu denmiş oluyor: Sizin çocuğunuz kusurluydu, o yüzden oldu kabullenin, ceza beklemeyin. Son 2 yılda 286 bisikletli ölüm oluyor ve bunların katillerinin hepsi de serbest. Çünkü aynı işlemi görüyorlar. Aynı iddianame ve ‘bilinçli taksirle öldürmekten’ yargılanıyorlar. Oysa çoğunda alkollü ve arkadan çarpma sonucu olmuş. Bu dikkate alınmıyor. Savcılık baştan ailelerin direncini böylece kırmış oluyor, duygularını istismar ediyor. Bizim çıktığımız bu mücadele haklı ve meşrudur. Aslında etrafımızdaki o sessiz yığınları da eminim ileride toparlayacağız. Son olarak, adalet, adalet, adalet diyoruz” ifadelerini kullandılar.

Melis CİDDİOĞLU/ANKARA

İlginizi çekebilir...

PSAKD-DANISMA-KURULU-

PSAKD yöneticileri: Gençlerimiz ışık saçıyor-VİDEO

PİRHA- PSAKD şube yöneticileri, Antalya’da gerçekleştirilen iki günlük danışma kurulu toplantısını değerlendirdi. Uzun aradan sonra …