Ordu Ermenileri: Müslüman oldular, fişlenmekten kurtulamadılar

Ordu Ermenileri: Müslüman oldular, fişlenmekten kurtulamadılar haftaki Agos’ta tarihi bir belgeye yer verdik. Ordu’da Müslümanlaş(tırıl)mış Ermenilere dair bir belge bu. Tarihi, 1945. Devletin din değiştiren ya da din değiştirmek zorunda kalan Ermenileri yakından takip ettiği bir sır değil. Ermeni Soykırımı’nın bir devamı niteliğinde olan bu politikanın örnekleri ile tarih boyunca sık sık karşılaştık. Araştırmacı Mahsuni Gül’ün Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde rastladığı belge işte bu politikanın hangi seviyelere ulaştığını da ortaya koyuyor. Belgeye göre devlet, 1915 sonrasında Ordu’da din değişten Ermenileri hem isim isim, soy ağaçlarına kadar takip etmiş, hem fişlemiş hem de günlük hayatlarını çok yakından izlemiş.

MAHSUNİ GÜL

Başkanlık Cumhuriyet Arşivi’nde bulunan bir belgede Ordu ili çevresinde bulunan Ermenilerin kaydını gösteren bir listeye yer  verilmiş. Burada hem Ordu ilindeki Ermenilerin listesi (üç sayfa) hem de din değiştirip Müslümanlaşan ya da Müslümanlaştırılan Ermeniler’in listesi (iki sayfa) var.

Liste, Soykırım sonrası Ordu ili çevresinde kalabilen “Kılıç artığı” Ermenilerin kaydını göstermesi bakımından çok önemli bir belgedir.

Belgenin arşiv Fon kodu “490.0.0.0” dur.  “490.0.0.0” numaralı Fon kodu, “Siyasi Partiler”e ait Fon kodudur.
Belge 1945 yılına ait. Dolayasıyla Ordu ili çevresinde bulunan Ermenilerin kaydını gösteren bu listenin  Cumhuriyet Halk Partisi’nin devlet olduğu tek parti dönemine ait bir jurnal (İhbar) yani fişleme belgesi olduğunu anlıyoruz.

Jurnal listesi eklerde de görüleceği üzere, kişilerin fiş numarasını, -Ki, bunun fişleme numarası olduğu nu anlamak için uzman olmaya gerek yok sanırız- adı soyadını, eski adını, baba adını ve doğum tarihini içerir.

Belgenin ilk sayfasının üst kısmında:
“… Ordu Vilayeti mıntıkasında bulunan muhtedilere mahsus listedir (Mülhakatı dahil)” deniyor.  Burada Ordu ili ve çevresi kastediliyor fakat sadece Ordu ilinin merkez çevresinin mi yoksa buna ilave olarak  ilçeleri veya köylerinin mi kastedildiği tam anlaşılmıyor.

Belgenin ikinci sayfasının alt kısmında:
“… Yukarıda hüviyetleri yazılı bulunan ermeni muhtedileri umumi harpte tehcire tabi tutulan ermenilerin çocukları olup terk edilen ve en fazla Gürcü muhacirleri tarafından himaye ve büyütülen ermenilerdendir. Bunların ihtida etmelerinde ekseri samimiyet görülmediği ermeni cemaati ile vaki temas ve münasebetlerinden anlaşılmaktadır. Memleket için bunlardan menfaat beklemek zait bir keyfiyettir…”  deniyor.

Görüldüğü gibi, jurnalde kimlikleri yazılı bulunan Müslümanlaş(tırıl)mış Ermenilerin 1915’te tehcire tabi tutulan Ermenilerin çocukları oldukları belirtilerek, bu Ermeni yetimlerinin güvensiz kişiler oldukları öne sürülmüştür.

Gerek bu ifadelerden ve gerekse de sayfada yer verdiğimiz listeden de anlaşılıyor ki bu liste bir fişleme listesidir. Bu listelerden çok olmalı ve devletin gizli arşivlerinde bulunmalı ki; Prof. Yusuf Halaçoğlu ve Murat Bardakçı Habertürk ekranında böylesi listeleri birbirlerine şaşkın yüz ifadesi ile gösterebiliyorlar.

Listeler ihtiyaç duyulduğunda basında da gündeme getirilmektedir. Zaman zaman, devlet arşivinden çıktığına kuşku duyulmayan, çeşitli illerdeki dernek ve parti yönetici ve üyelerinin Ermenilikle  ilgilendirildikleri  ana – baba – ata adlarının da bulunduğu çarşaf çarşaf listelerin internetten ifşa edilip, sonra geri çekilmesi de bu cümledendir.
Sözkonusu belgenin kodu şudur: BCA 490-1-0-0_50-199-4

Söylediklerimizin açık bir delili

OHANNES KILIÇDAĞI

Mahsuni Gül dikkatimize önemli bir belge sunuyor. Daha evvel de Harputlu bir Ermeni’nin Atatürk’e mektubunu ortaya çıkaran Gül’e teşekkür etmemiz gerekiyor her şeyden önce. 
Belgenin önemi hiç bilinmeyen bir hususu ortaya çıkarmasından değil, tam tersine hep söylediğimiz bir şeyi destekleyen açık bir kanıt olmasından kaynaklanıyor. Bildiğimiz şey soykırım sırasında onbinlerce Ermeni’nin Müslüman olduğu, söylediğimiz ise bu “dönme” Ermenilerin devlet tarafından kayıtlarının hep tutulduğu idi. Yani devlet kimin ne olduğunu biliyor ve ona göre ayrımcılık yapmayı sürdürüyor diyorduk, diyoruz. İşte bu belge bu söylediğimizin Ordu özelinde açık bir delili.
İkinci önemi, arşiv mevhumuna dair bize gösterdikleri ki aslında burada da benim (ve başkalarının) hep söylediği başka bir şeyi ispatlıyor: arşiv dediğiniz bir derya deniz, orada tam bir temizlik yapmak neredeyse imkansız, eğer tamamen kapamaz veya yok etmezseniz (ki bu da yapılmıştır). Bir gün bir yerden yönetim zihniyetini veya sizin aradığınız her neyse onu faş eden bir belge çıkıverir. Bu belge de onun örneği.
Belgenin başka bir önemi kuşkusuz Ordu özelinde verdiği bilgiler. Listelerin kendisi ve altına düşülen not. Mahsuni Gül’ün de dediği gibi bu CHP fonunda bulunan bir belge. Tarihi 5/10/1945, tek parti rejimi dönemi, yani CHP’nin devlet demek olduğu yıllar. Parti dolayısıyla devlet içi bir fişleme belgesi. Muhtemelen partinin Ordu bölgesini ve halkını bilen yerel yetkilileri veya oranın emniyet teşkilatı tarafından hazırlanmış. Her birinin bir fiş nosu olduğuna göre her birinin bir de fişi olması beklenir. Kim bilir belki bir gün bir yerden o fişler de çıkar. Ermeni yetimlerinin ekseriyetle Gürcü muhacirler tarafından himaye altına alınmış olması da yerel düzeyde önemli bir bilgi veya ipucu. 
Görüldüğü gibi sadece “dönme” Ermenilerin değil, “resmi” Ermenilerin de listesini veriyor. 1945 yılında Ordu ve çevresine açıktan Ermeni kimliğiyle yaşayan en az 114 kişi varmış. Az mı çok mu, nereden baktığınıza göre değişir. 
Belgedeki notun bir ilginç tarafı da “dönme” Ermenilerin “gerçek” Ermenilerle görüşmeye devam etmelerini onların samimiyetsizliğinin bir göstergesi olarak kabul etmesi. Yani, Müslüman olursanız Hristiyan Ermenilerle görüşmeyi de kesmeniz bekleniyor, yoksa şüpheli konumunuzu sürdürüyorsunuz. 

AGOS’un notu

Bu sayfada yer verdiğimiz listelerden Müslümanlaş(tırıl) mış  Ermeniler’in isimlerinin kapatıldığını farketmiş olmalısınız. Söz konusu belge Nevzat Onaran’ın 2014 yılında Agos için kaleme aldığı bir yazıda da gündeme gelmişti, o zaman da bu yolu tercih etmiştik. Bu bilinçli bir tercih. Bunu kişilik haklarına saygı çerçevesinde yaptık. Zira kimi vakalarda bazı ailelerin, yaşadıkları bölge ya da çevre itibarıyla, bu bilginin mahrem kalmasını tercih ettiklerini biliyoruz. Böylesi tercihlere saygı göstermek kaygısıyla böyle bir yola gittik. Ancak belgenin arşiv sayfasını da altta yayınlıyoruz. Dolayısıyla isteyenler bu bilgiyi kullanarak kendi aile  geçmişlerini öğrenebilirler.

 

 

İlginizi çekebilir...

PSAKD-DANISMA-KURULU-

PSAKD yöneticileri: Gençlerimiz ışık saçıyor-VİDEO

PİRHA- PSAKD şube yöneticileri, Antalya’da gerçekleştirilen iki günlük danışma kurulu toplantısını değerlendirdi. Uzun aradan sonra …