“Kim Rojbin’i katletmeye cesaret etti?” Bu soruyla başlıyor, 50 fotoğrafın öyküsü..
Fransız şair Paul Elouard’ın “Yaşama açık kolları dışında hiçbir savunması olmayan bir insan öldü” sözleri, tüm bir öykünün özetini sunuyor.
35 sayfadan oluşan küçük bir kitapta, onlarca kişinin tanıklığı var. Hepsi Rojbin’i tanıyor, hepsinin anlatacak bir şeyleri var.
Bretonya Kürt Dostluk Derneğinin hazırladığı “Rojbîna me” (Bizim Rojbin) başlıklı kitapta, 9 Ocak 2013’te Paris’te katledilen üç Kürt kadın devrimciden biri olan Fidan Doğan (Rojbin) anlatılıyor.
Derneğinin onursal başkanı André Metayer, 10 Ocak 2013’te “Kim Rojbin’i katletmeye cesaret etti?” diye soruyordu. Kitap da bu başlıkla başlıyor. Metayer, “Rojbin, Kürt toplumunun da ötesini aydınlatan gerçek bir güneşti” diyor.
Kitap, her sayfasındaki fotoğraflarla birlikte tanıklıklar ışığında Rojbin’in yaşamı ve trajik sonunu anlatıyor. Siyasi bir tepkinin de ötesinde bir öykü bu. Bir yürek ve inanç kadınına adanmış bir kitap. Kısaca, haklının, adaletin kitabı.
50 fotoğrafta bazen ciddi, bazen kahkaha atan, gülümseyen, bazen şaşkın ve bazen de cana yakın, sıcak bakışlı bir Rojbin’le karşılaşıyoruz. Bu, çevresinin tanıdığı, saygı duyduğu, sevdiği Rojbin.
Kürdistan ile Ulusal Dayanışma Koordinasyonu koordinatörü Joel Dutto, “Yaranın kapanması uzun zaman alacak ve izi kalacak, ama kızıl yıldızlı, üç renkli bayrakların dalgalandığını her gördüğümde onun yüzü beliriyor ve saçları, tıpkı Marsilya’da denize bakarken olduğu gibi savruluyor. Katiller kaybetti” diye anlatıyor.
France-Kurdistan Derneği Başkanı Sylvie Jan, “Unutmaya asla geçit vermeyeceğiz (…) Özgürlük öldürülemez” diye noktalıyor.
Ve babası Hasan Doğan özetliyor Rojbin’i birkaç kelimeyle: “Fidan (Rojbin) doğaldı, saf bir yüreği vardı. Gülmeyi seviyordu, gülüşü harikaydı”
Kitapta Rennes Belediye Başkanı Daniel Delaveau’nun Kürt sorununa siyasi ve barışçıl çözüm isteyen çağrısı, Ille-et-Vilaine milletvekili Marie-Anne Chapdelaine’in “davanızı destekliyorum” mesajı ve daha bir çok kişinin, üzüntü, öfke, kararlılık, dayanışma ve mücadele vurgusu içeren mesajları yer alıyor.
André Metayer, bu küçük ama yüklü kitaptaki tanıklıkların “bayrağı ben devralıyorum” mesajını içeren siyasi bir duyarlılığa doğru aktığını belirtiyor.
Metayer, katliama ilişkin yürütülen soruşturma, ortaya çıkan belgeler ve yeniden dava açılması için avukatların yaptığı başvuruya da dikkat çekerek şöyle tamamlıyor: “Bu dava kapanmadı, hep söyledik, kapanamaz…”