Kuşkusuz tarih sınıflar arası mücadelenin ürünüdür. Başka türlü bir tanımlama,tarihi büyük kişilerin yada kahramanların kişisel serüvenleri ve irade
lerinin ürünü olduğuna inanmak demektir.
Ki buda idealizmin batağına saplanmak ve tarihsel materyalizmi reddetmek demek olur. Marxistler bu tür tanımlamalardan uzak durur ve kaçınırlar.
Çünkü Marxistlere göre toplumlar bir birine karşıt ve sürekli çatışma halinde olan sınıflardan oluşur.Yani bir tarafta üretim araçlarını sahibi olan egemen sınıf ve iktidarı,öbür tarafta ise mülksüz ve iktidarsız durumdaki ezilen ve sömürülen sınıf.
Marxistler tarihi,yani toplumsal degişim ve dönüşümleri,toplumsal gelişmeleri,toplumsal alt üst oluşları bu karşıtlık ve çatışma ile açıklarlar.
Bu nedenledirki tarihi yapanlar kahramanlar degildir derler.
Ama kahramanların toplumsal mücadeleler üzerindeki etkilerini asla reddetmezler.Tam tersine kahramanların toplumsal mücadeleler üzerindeki etkilerini önemserler.
Örnegin Paris komünü sınıflar mücadlesinin ürünüdür ama bu mücadelede kimi komünarların kişi sel kahramanlıkları inkardan gelinemez.Keza 1917 Ekim devrimi Rus işçi sınıfı ve yoksul köylülerin Çar a ve otokrasiye karşı verdikleri mücadelenin ürünüdür ama çok sayıda işçi ve köylü devrimcisinin kişisel kahramanlıklarının 1917 Ekim devrimindeki etkileri de reddedilemeyecek bir gerçekligi oluşturur.
Bu nedenledirki kahramanların kişisel serüvenleri sınıflar mücadlesinden ayrı ele alınamaz ve tarih kahramanların kişisel kahramanlıklarıyla tanımlanamaz. Türkiyedeki sınıflar arası mücadlenin tarihine baktığımızda sayısız kahramanın olduğunu görürüz.
Tıpkı paris komününün kimi kahraman komünarları yada 1917 Ekim devriminin çok sayıdaki işçi ve köylü kahramanları gibi.
Ve yine bir komünar kahramanının adının komün mücadlesinde ifadesini bulduğuna benzer bir şekilde Türkiye sınıflar mücadlesinde derin izler bırakan kahramanların adlarının bu mücadelede ifadesini bulduklarını görürüz.
Yada tıpkı 1917 Ekim devrimindeki gibi,adları snıf mücadlesi ile birlikte anılacak kadar sınıflar arası mücadeleyi etkilediklerini görürüz.
Bu yanıyla kahramanlar bir toplumda toplumsal sevinçleri,grur ve övünçleri kabartanlardır.
Toplumsal sevincimiz,grur ve övüncümüzü kabartan sayısız kahramanımızın olduğu muhakkaktır ki ne kadar övünsek azdır onlarla.
Bunlardan birisi Cuma Cihan dır.
Cuma Cihan adı Türkiye sınıflar mücadlesinde kişsel kahramanlığın ulaştığı doruklardan biridir.
Adı halka ve devrime bağlılığın,inancın,vefa ve feda duygusunun,coşkunun,kararlılığın,cesaret ve cürretin örnegi,ifadesi ve tarifi olabilmişlerimizdendir.
Cuma Cihan adı inancın,direncin ve başegmemenin adıdır.
O asla teslim olmayan ve alınamayanlarımızdandır.
Tıpkı Bedrettin gibi,Börklüce gibi,Deniz gibi,Mahir gibi,İbo gibi.
O devrimci mücadeleye girdigi ilk günden,vurulup düştügü ana kadar halka ve devrime sarsılmaz bir inançla bağlı kalmış ve yaşamını devrimci mücadleeye adamıştır.Bir an için bile olsa devrimci mücadeleden ve mücadelen ve mücadlenin zaferinden yana asla ve hiç bir zaman teredüte düş
memiş ve yılgınlığa kapılmamıştır.
Yani devrimci mücadele onun varlık nedenidir,ya devrimci mücadleyi zafare taşıyacak yada bu uğurda ölecektir.
Bu nedenledirki hemen her kesimin ve anlamsız ve işe yaramaz bir ricat taktigi içine girdigi yani geriye çekildigi 12 eylül koşullarında herkesimin ve herkesin inadına ve ölümüne ileri atılmıştır.
Başka bir söylemle davalarının bayraklarını ve silahlarını yol kenarına terkedenlerimizin sayıca ço ğaldığı koşullarda silahını elden hiç düşürmeyen ve mücadele bayrağını hep dalgalandıranların en önde gelenlerinden biri olmayı başarmıştır.
Yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldigi Elbistan ın Ağcasar köyünde başlayan yaşam serüveni yoksulların devrimi uğruna verdigi mücadelenin geçtigi Malatya güzergahında üç gün üç gecelik bir çatışma sonunda vurulup düşerken son bulmuştur.
Cuma Cihan adı böylesine görkemli bir devrimci mirasın,böylesine özel ve önemli bir gelenegin adıdır.Adının Türkiye devrimci hareketinin verdigi devrim ve sosyalizm mücadelesiyle birlikte anıl ması bundandır.
Cuma Cihan adı sevincimiz,gurur ve övüncümüzün ifadesidir.
Onun adı ve anısıyla başımız daha bir dik ve anlımız yukarıdadır.
Adından ne kadar söz etsek ve adıyla ne kadar övünsek azdır.