Maraş’ta Kürt Alevilerine dönük 19-26 Aralık 1978’de bir hafta boyunca süren saldırılar sonucu gerçekleştirilen Maraş katliamı ardından Türk devleti katliam ile yüzleşmediği gibi kentte katliam zihniyeti halen yaşatılmaya devam ediliyor.
YÜZLEŞİLMEYEN KATLİAM
Maraş’ta Kürt Alevilerine dönük derin devlet, MİT ve CIA tarafından yapılan plan ile ülkücü ve faşist güruhların eliyle 19-26 Aralık 1978’de bir hafta boyunca süren saldırılar sonucu gerçekleştirilen katliamın üzeri “devlet sırrı” denilerek kapatıldı. Aradan geçen 38 yıllık süre boyunca katliam ile yüzleşilmek ve sorumluların yargılanması yerine Türk devleti tarafından halen Maraş’ta katliam zihniyeti kentte farklı yerlere verilen isimler ile yaşatılarak, katliamda yakınlarını yitirenlerin yapmak istediği anmaya da izin verilmiyor. O dönem Maraş’ta yaşayan nüfusun yüzde 70-80’ni oluşturan Alevilere dönük yapılan katliam ile 150 kişi katledilirken, yüzlerce kişi yaralandı yüzlerce araç ve işyeri yakılarak yağmalandı. Katliam ardından kentten 150 bini aşkın Alevi göçertildi.
YÜZLEŞME OLMAMASI NEDENİYLE KATLİAMLAR TEKRARLANIYOR
Maraş’ta 19 Aralık 1978’de başlayan ve 26 Aralık gününe kadar devam ederek bir haftalık süre boyunca Kürt Alevilerine dönük ülkücü ve faşist güruhlarca yapılan saldırı sonucu gerçekleştirilen katliamın 38’inci yıldönümünde olduklarını hatırlatan İHD Maraş Şube Başkanı Selçuk Delibaş, katliamın içler acısı bir pozisyon aldığını söyledi. Hamile, kadın, çocuk ve yaşlı denilmeksizin gerçekleştirilen katliamın yanında Alevilere ait mal ve mülkün de yağmalandığını belirten Delibaş, katliam ardından 150 bin Kürt Alevi’nin Maraş’tan göçertildiğini ifade etti. Delibaş, katliamın üzerinden 38 yıl geçmesine rağmen yaşanan insanlık dışı katliam ile yüzleşmek yerine üzerinin örtüldüğünü dile getirdi. “Türk devleti Maraş katliamının neresinde?” diye soran Delibaş, Türk devleti ve başa gelen iktidarların Maraş katliamının başından itibaren süregelen acılar karşısında yüzleşmek bir tarafa, günümüzde benzerlerini Kürt kentlerinde sürdürdüğünü ve bunun da yüzleşilmeyen bir zihniyetin ürünü olduğunun altını çizdi.
KENTTE KATLİAM ZİHNİYETİ HALEN YAŞATILIYOR
İHD olarak Maraş katliamına dair yüzleşmek adına kentte üzerinde katledilenlerin isimlerinin olduğu bir anıt yapılmasını istediklerini belirten Delibaş, yapılacak olan bir anıtın Kürt Alevilere yaşatılan katliam ile yüzleşmeye katkı sunacağını dile getirdi. Maraş katliamının vahşetini halen yeni nesillere aktaran bir anlayışın var olduğunu söyleyen Delibaş, bu neden Kürt Alevi topluluğu üzerinde bir korku psikolojisinin sürdürülmeye çalışıldığını belirtti. Maraş’ta halen katliam çağrısı yapan bir zihniyetin yaşatıldığına dikkat çeken Delibaş, dilin ve üslubun barış ve kardeşlik adına kullanılması gerektiğini kaydetti. Maraş’ta devletin mülki amirleri ve ülkede başa gelen iktidarların yerel takipçileri tarafından sürdürülen anlayış doğrultusunda halen “Boğazkesen”, “Kanlıköprü” ve “Kanlıdere” şeklinde isimlerin alan ve mevki isimleri olarak kullanıldığına dikkat çeken Delibaş, “Biz İHD olarak kanı ve katliamı çağrıştıran bu isimlerin ortadan kaldırılmasını istedik. Böyle bir zihniyetin ortadan kaldırılması gerekiyor. Ortadoğu coğrafyasında da görüldüğü üzere katliamcı, kaosçu zihniyet Maraş’ta da hakim kılınmaya çalışılıyor” dedi.
‘KATLİAM İLE YÜZLEŞİLMELİ’
38 yıl önce yapılan Maraş katliamı ve Sivas, Çorum ve Malatya gibi katliamların hepsinin bir zihniyetin ürünü olduğunu söyleyen Delibaş, “Bu zihniyeti ortadan kaldırmanın tek yolu insan hakları ve evrensel bildirgeye göre; yüzleşmektir. Bugün Arjantin’e bakıyoruz 30 yıl önce yaptığı katliam ile yüzleşmeye başlamış. Yine Japonya’ya bakıyoruz Amerika buraya attığı atom bombası nedeniyle özür dileyerek yüzleşebiliyoruz. Biz Türkiye’de yaşayan toplumlar, ötekine yaptığımız zulüm ile ilgili yüzleşmediğimiz sürece, maalesef korkumuz ve kaygımız odur ki katliamların süreceğidir. Bu nedenle bu yüzleşmelerin nasıl yapılması gerektiğine kafa yormalıyız. Bizde İHD olarak bunun çalışmalarını yapıyoruz. Bütün Maraş halkına da özelde olmak üzere genelde Türkiye halklarına İHD olarak çağrıda bulunuyoruz. Yüzleşeceğiz.
Alevinin Sünni ile Türkün Kürt ile Kürdün Türk ile hiçbir sorunu olmamalı. Kesinlikle bunlar ile yüzleşmeli ve kardeşlikler ilan edilmek zorundadır. Ben Türk’üm. Ama benim atalarımın, dedelerimin yaptığı hatayı ben kabul etmek zorunda değilim. Bunların bir daha olmaması için de elimizden gelini yapmak zorundayız” diye konuştu.
‘ANMA DAHİ HALEN ENGELLENİYOR’
Başta yetkililer ve halklara çağrıda bulunan Delibaş, şöyle devam etti: “Herkes katledilen annesini, babasını, çocuğunu anmaya hakkı var. Bunun hiçbir şekilde engellenmemesi gerekiyor. Ama maalesef idare son yıllardaki yasakçı tutumuyla bu anmaları da engellemeye çalışıyor. Bu da insan haklarına aykırıdır. Bu sorunun da bir an önce giderilmesini istiyoruz. Eğer bizler birey olarak katliamlar ile yüzleşirsek, idare buna bakarak yüzleşmek zorunda kalacaktır. Bunu sağlayamazsak toplumda katliamlar süreci bitmiş değildir ve bitmeyecek de. Bizim de engellemeye çalıştığımız korkumuz budur. Katliamların yaşanmasın önüne geçmek için bir çaba içerisinde olmalıyız.”