Fatih Gökhan Diler 12.05.2017
Londra’daki Britanya Kütüphanesi’nin Asya ve Afrika koleksiyonu, geniş bir seçkinin yanı sıra Kürtçeye ve Kürt kültürüne dair pek bilinmeyen bir serüvenin anlatıldığı kitaplara da ev sahipliği yapıyor. Sovyet Ermenistanı’nda Kiril, Ermeni ve Latin alfabeleriyle yazılmış başta çocuk kitapları olmak üzere yüzden fazla Kürtçe eser, kütüphanenin Türkçe ve Türkî diller küratörü Michael Erdman’ın kataloglama çalışmalarıyla tekrar ortaya çıktı.
‘Şêrê Çevqul’ yani ‘Açgözlü Aslan’ gibi Kürt halk hikâyelerinin yanında sosyalist mücadelenin köşe taşlarını da okuyabileceğiniz bir şiir derlemesi, ya da bir ayı ve bir maymunun bir kurdu kandırmaya çalıştığı ‘Heft Rreng’ yani ‘Yedi Renk’ kitabında, uyak, vezin ve kafiye gibi terimlerin anlatıldığı, Kürtçe söz dağarcığını genişletmeye yönelik ama aynı zamanda Sovyet ideolojisini de çocuklara aktaran eserleri bulabileceğiniz küçük bir Kürtçe seçki Britanya Kütüphanesi’ndeki yerini koruyor. Kürtçe kitaplar üzerine çalışmasını 24 Nisan günü Britanya Kütüphanesi’nin sitesinde yayınlayan Michael Erdman, 1920’lerden günümüze, Kürtçenin Kafkaslar’daki dönüşümünü gözler önüne seriyor. Söyleşi yaptığımız Erdman’ın tekrar ortaya çıkardığı Sovyet Ermenistanı’nda yayımlanmış Kürtçe çocuk kitapları, dil, siyaset, toplum ve ekonomi ekseninde pek çok kırılma yaşamış olan bu kültürü anlamamız için değerli bir katkı sunuyor.
Erdman, “Nüfus bakımında sayıca az olmakla birlikte, Ermenistanlı Kürtlerin yayın tarihi, eğitimin, hem ulusal kültürün ve dilin hem de devlet destekli ideolojilerin gelişebilmesindeki önemini vurguluyor. Türkiye, Suriye, Irak ve İran’daki Kürtler anadillerini kullanıp yaygınlaştırılmakta ciddi kısıtlamalarla karşı karşıya kalırken, Sovyetler Birliği’nde yaşayan Kürtler anadillerini edebi bir standarda dönüştürmeyi başardılar. Sovyetler’de üretilen materyallerin sosyalist, anti-milliyetçi içeriği, Ermenistan’ın güneyindeki Kürtlerin kültürel ve politik açıdan kendi kaderini tayin mücadelesinin özünü oluşturdu ve bu yayınlar tarihsel olarak sınırlı Kürt kültürel üretiminin yegâne mecrası haline geldi” diye konuşuyor.
Kafkasya’nın pek çok noktasında küçük Kürt grupları bulunmakla beraber, bugün Ermenistan nüfusunun yaklaşık yüzde 2’sini oluşturan Kürtler, tarihsel olarak da ülkedeki en kalabalık azınlık… Bu coğrafyadaki toplumun çoğunluğu, Türkiye, Irak ve Suriye’deki hakim lehçe olan Kurmancîyi konuşsa da, Kürtlerin diğer birçok devlette karşılaştığı asimilasyon politikalarının aksine, ayrı bir Kürt milletinin varlığını kabul eden Sovyet politikası, Kürtçenin Ermenistan’da Kürt toplumunu kültürel ve toplumsal gelişmesini desteklediği bir dile dönüşmüş.
“Buna rağmen yine de Kürtler SSCB’deki diğer azınlık toplumlarının çoğunu da etkileyen millet politikaları ile birlikte iniş ve çıkışlar yaşadı” diyen Erdman, Kürtçedeki bu dönüşümünü 1920’ler, 30’lar ve 40’lardaki Sovyetlerde dil sisteminin yeniden ve yeniden düzenlenmesine bağlıyor. Kendilerini 1920’lerde Ermeni harfleriyle ifade etmeye başlayan Kürt toplumu daha sonra değişen Sovyet politikalarıyla beraber Kiril ve Latin harflerini kullanmış.