Anadolu Enerji A.Ş. tarafından Elbistan’a kurulması planlanan 500 MW güce sahip termik santral için hazırlanacak Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu kapsamında düzenlenen halkın katılımı toplantısında, bölgede yaşayanların karar
Anadolu Enerji A.Ş. tarafından Elbistan’a kurulması planlanan 500 MW güce sahip termik santral için hazırlanacak Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu kapsamında düzenlenen halkın katılımı toplantısında, bölgede yaşayanların kararı; “Mezarlarımızı bile sırtımıza alıp gitmemizi istiyorsunuz, biz ise yaşamak istiyoruz” şeklinde oldu.
Toplantının yetkililere yöneltilen en acı soruları ise, Çöllolar Kömür Havzasındaki göçükte hayatını kaybeden bir işçinin kız kardeşi sordu. Gözyaşlarına boğulan acılı kız kardeş, “Bu santralde de aynı şeyler yaşanacak mı? Kaç tane işçi orada kalacak? Onların cenazeleri de çıkmayacak mı?” dedi.
Halkın katılımı toplantısı, başta santral ve kömür sahasında kalan mahallelerden gelenler olmak üzere çok sayıda sivil toplum kuruluşunun temsilcisi, çevre ve doğa örgütlerinin temsilcileri ve vatandaşların katılımı ile gerçekleştirildi. Toplantıya ayrıca Çevre ve Şehircilik İl Müdür Yardımcısı Hasan Topak ve müdürlük yetkilileri de katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Hasan Topak, projeyle ilgili halkın görüşünün kayıt altına alınacağını ve ilgili birimlere iletileceğini söyledi.
Yaklaşık olarak 2 milyar 700 bin TL harcanarak yapılması planlanan özel termik santralle ilgili sunum, ÇED dosyasını hazırlayan müşavir firmanın temsilcisi Egemen Özmen tarafından yapıldı.
Özmen, Elbistan’a bağlı Küçükyapalak, Büyükyapalak, Akören, Eldelek ve Çatova Mahalleleri sınırında Anadolu Enerji A.Ş. tarafından kurulması planlanan 500 MW güce sahip termik santralde özellikle Avrupa’da faaliyet gösterenlerde kullanılan teknolojinin tercih edileceğini belirttiği sunumunda, teknik bilgileri aktardı.
Özmen’in sunumunun ardından vatandaşlara söz verildi. Vatandaşlar, bölgede termik santral kurulmasına kesinlikle karşı olduklarını ve tepkilerini dile getirdi. Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar, bölgedeki mevcut santrallerin insanları yeterince zehirlediğini kaydettiler.
Toplantıya katılan İbrahim Yalçın isimli vatandaşın, santralin bölgeyi yaşanmaz kılacağını savunan düşünceleri ise şu şekilde cümlelere döküldü:
“Neden tarım sektöründeki alanlar sanayinin lehine terk ediliyor? Neden, bu alanlar sanayiye peşkeş çekiliyor. Bu yanlış politikalardan vazgeçilmelidir. Elbistan Ovası’nı zehirleyerek yok etmek politika değildir; talandır. Biz bu talana karşıyız. Sunumda çok güzel tablo ortaya koyuyorlar. Almanya’dan örnek vermeye gerek yok. Hemen yanı başımızda 2 tane örneği mevcut. 30 yıldır bunu görüyoruz. Türkiye’den örnek gösteremediniz. İnsanlar, kanserden ölüyor. Bu tarım alanlarımız ne olacak? Elbistan’ın geri kalanı ne olacak? Burada yaşayan insanlar nereye gidecek? Biz, tarım alanlarımızın yok edilmesini istemiyoruz. Biz, açlığa, yoksulluğa ve sefilliğe mahkûm olmak istemiyoruz.”
Daha sonra söz isteyen Ali Kaya isimli avukat ise, istimlâklere ödenen paranın çok kısa sürede biteceğine dikkat çekerek, “Bu arazilerden dedelerimiz, babalarımız doydu ve büyüdü. Onlar ekmeğini kazandı ve şimdi de biz kazanıyoruz. Oradaki hayvanın dahi bunda hakkı var. Biz, bu yalana inanmıyoruz” dedi.
TEMA Vakfı Elbistan Sorumlusu Hüseyin Alp Aslan da, kurulacak santralin Elbistanlılara izlettirilmek istenen 3. film olduğunu hatırlatarak, “Biz, bu filmi 2 kez izledik. Şimdi 3. kez bu filmi izlettirmeye çalışıyorlar. İnsanlarımız kanser oldu. Bu bölgedeki 400 bin insanın felaketine neden olacak bir proje. Biz, buradaki termik santrallerin tamamının kapatılmasını istiyoruz. Anayasal hakkımız olan temiz çevrede yaşama hakkımızı istiyoruz” şeklinde konuştu.
Hüseyin Nacar isimli vatandaş ise, bölgenin Adatepe Barajı’nın sulama sahası içerisinde kaldığını anlattı. Nacar, “Yöneticilerimiz şaşkın. Adatepe Barajı’nın sulama havzası içerisinde kalan bölgeye termik santral yapacaklarını söylüyorlar. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Elbistan Ovası’nın topraklarını sonsuza kadar kaybedeceğiz. Termik santraller 25 yıl sonra durdurulacak ama çocuklarımıza, torunlarımıza bırakacağımız topraklar yok olacak. İstimlakten çok para alacağınız şeklindeki propagandalara inanmayın. Bu toprakları kaybedersek vatanımızı kaybederiz. Vatanı olmayanın onuru olmaz. Biz, onurumuzu kaybetmek istemiyoruz. 2 yıl sonra mezarımızı bulamayacağız. Biz mezarımızı sırtlayıp gidecek insanlar değiliz” dedi.
Çoğulhan ve Alemdar mahallelerindeki arazileri ölüm tarlaları şeklinde niteleyen Haluk Özyurt da, “Bölgeyi, mezar araziler haline getirecekler. Türkiye’de enerji üreten bütün şirketlerin tamamı dünyanın en ileri teknolojilerini kullanan ama sömürmeye yatkın buldukları milletleri en asgarisine mecbur eden yöntemlerle kullanırlar. Bunun da bir örneğini yaşayacağız. Buna, ucunda ölümde olsa fırsat vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Nuh Samancı isimli vatandaş da, istimlak alanında yüzlerce dönüm arazisi bulunmasına rağmen, santrali istemediğinin altını çizerek, “Bölgede 80 yaşında adam kalmadı. Şimdi 50’yi zor yaşıyoruz. Benim 400 dönüm arazim var. Ben sattım gittim. Fakir fukara ne yiyecek? Tozun içerisinde ölecek. Bunu gidin Amerika’ya, İsrail’e anlatın. Bizim ihtiyacımız yok. Paraya ihtiyaçları varsa para toplayıp gönderelim zenginlere” dedi.
İnşaat Mühendisi Hasan Göçer ise, ÇED başvuru dosyasının, bölgenin Kavaktepe Barajı’nın sulama havzası dışında kaldığı yönünde bir yazı ile yapıldığını vurguladı. Göçer, sahanın Adatepe Barajı sulama alanında olduğunu belgeleri ile göstererek, “İlgili firma ÇED başvuru dosyasını, Enerji Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nün 30.04.2015 tarih 252634 sayılı yazısıyla yapmıştır. Söz konusu resmi yazıda, ‘Yapılan incelemede Kavaktepe Sulama alanı projesinin kurulması planlanan revize alanın Anadolu Enerji Elbistan Termik Santrali proje alanı ile çakışmasının bulunmadığı tespit edilmiştir’ denilmektedir. Oysaki bölge DSİ kayıtlarında Adatepe Barajı sulama havzası içerisindedir.
Ayrıca santralin yapılacağı saha Elbistan fayının tam üzerindedir. 2012’den sonraki yer hareketlerinin tespiti yapılmamıştır. Buradaki 1,3 milyar ton kömürün çıkarılması için yaklaşık 15 milyar ton civarında da dekapaj yapılması gerekecek. Kömür yaklaşık 150 – 200 metrelerde. Ceyhan’daki Pınarbaşı gözüyle santral sahası arasında 35 metre kot farkı var. Bu kömüre ulaşmak için de 300 metreye kadar susuzlaştırma çalışması yapılması gerekiyor. Bu çalışma, Ceyhan Nehri’ni bile kurutacaktır. Devletin bile A ve B Termik Santrali’nin soğutma suyunu aldığı yapıların bu imkanı ortadan kalkma ihtimali vardır” bilgilerini aktardı.
Toplantı, tutanağın imzalanması ve bir örneğinin de vatandaşlara verilmesi ile son buldu.